Kemik Erimesi (Osteoporoz) Nedir ? Tanı Ve Tedavisi Nasıl Yapılır ?
01/03/2022
1398

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Nedir ? Tanı Ve Tedavisi Nasıl Yapılır ?

Kemik erimesi (osteoporoz), kemik kütlesinde azalma ve kemik dokusunun mikroskobik yapısında bozulma sonucunda kemikte kırılma riskinin artmasına yol açan bir iskelet hastalığıdır. Sıklıkla 45 yaş üzeri menapoz sonrası kadınlarda görülmekle beraber gençlerde ve erkeklerde de görülebilir.Kemik erimesi için risk faktörlerini sıralarsak;

 

 

*Değiştirilebilen risk faktörleri:

-Alkol

-Sigara kullanımı

-Düşük kilo

-Kötü beslenme

-Hareketsiz yaşam

-Yetersiz kalsiyum alımı

-D vitamini eksikliği

-Düşük kemik yoğunluğuna neden olan hastalıklar

*Değiştirilemeyen risk faktörleri:

-İleri yaş

-Kadın cinsiyet

-Beyaz ırk

-Erken menopoz (40 yaş altı)

-Aile öyküsü

-Kolay kırık öyküsü

-3 ay ve daha uzun süreli steroid kullanımı

-Düşük kemik yoğunluğuna neden olan hastalıklar.

Muayenede boy-kilo oranı, vücut yapısı ve duruş, omurlardaki hassasiyet, eklem hareket açıklığı, kas gücü, denge ve koordinasyon değerlendirilir.

Laboratuvar testi olarak tam kan sayımı, eritrosit sedimentasyon hızı, serum kalsiyumu, albümin, fosfor, üre, kreatinin, karaciğer fonksiyon testleri, 25-OH vitamin D, PTH, TSH/serbest T4, ALP bakılır.

Görüntülemede sırt ve omur röntgenleri incelenmelidir. Kemik mineral yoğunluğu (kemik ölçümü) DXA ile değerlendirilmelidir

Kemik ölçümü kime yapılmalıdır ?

-65 yaş ve üzeri kadınlar

-Kırık için klinik risk faktörü olan menapoz sonrası kadınlar ile menopozal geçiş dönemindeki kadınlar

-50 yaşından sonra kırık geçirenler

-Düşük kemik kütlesine veya kemik kaybına neden olabilecek ilaçları kullananlar veya hastalığı olanlar

-Osteoporoz tedavisi alan hastalar (tedavinin etkinliğini izlemek için)

-İlaç başlanmamış hastalarda tedavi planlamak için kemik ölçümü(DXA) yapılması önerilir.

Kemik ölçümü ne sıklıkta yapılmalı ?

-Osteoporoz tedavisi alan hastalar 2 yılda bir kemik mineral yoğunluğu ölçümü ile tekrar değerlendirilmelidir. Bazı özel durumlarda daha sık aralıklarla ölçüm yapılabilir. Ölçüm bölgesi olarak rutinde bel omurları ve kalça kemiği ele alınır.

Diğer Kantitatif US, kantitatif tomografi ve yüksek rezolüsyonlu manyetik rezonans gibi yöntemler ile de kemik yoğunluğu ve kemik gücü değerlendirilebilir

.Tedavi:

İlaç tedavisi:

Temel olarak kalsiyum, D vitamini, kemik yıkımını azaltıcı veya yapımını arttırıcı ilaçlar kullanılır. Osteoporoz tedavisi öncesinde D vitamini ve kalsiyum düzeyleri kontrol edilerek eksikler tamamlanmalı ve tedavi boyunca diyet dahil toplam günde 1000-1200 mg kalsiyum ve 800-1000 IU D vitamini desteğinin sürdürülmesi önerilir. 25-OH vitamin D düzeyine göre tedavi planlanmalıdır. ≥30 ng/ml (75 nmol/L) D vitamini düzeyi hedeflenir. İlaç olarak bifosfonatlar, stronsiyum ranelat, teriparatid, selektif östrojen reseptör modülatörleri (SERM), denosumab ve gerektiğinde östrojen kullanılabilir.

Tedavi süresi ve izlenmesi

Tedavi süresi ile ilgili karar hastaya özel olmalıdır. Mevcut kanıtlar doğrultusunda bifosfonatlar için tedavi süresi 3-5 yıldır. Yüksek kırık riski olan hastalarda ise bifosfonat tedavisine devam edilebilir veya farklı bir ilaç düşünülebilir. Yıllık boy ölçümü izlemde önemlidir. Yılda 2 cm. ve daha fazla boy kısalması omurga kırık oluşumu açısından dikkate alınmalıdır

Ağrının yönetimi

Yeni başlayan ağrıda yatak istirahati (2-4 gün), ağrı kesici ilaçlar, ağrı kesici elektrik akımları (TENS), yüzeyel ısı, hafif masaj, omurganın korunması amacı ile uygun pozisyonlama ve egzersizler, erken yürümeyi sağlamak için ise korseleme önerilir. Eski ağrılarda ise hasta eğitimi, duruşun mümkün olduğunca düzeltilmesi, gerekirse bağların gerilmesini azaltmak için omurgayı destekleyen korseler verilmesi, çökme kırıklarına neden olabilecek aktivitelerin kısıtlanması, kişiye uygun bir egzersiz programının hazırlanması ve medikal tedavinin planlanması gerekir

İlaç dışı tedaviler:

Eğitim

Hastalar düşmelerin önlenmesi, ev içi düzenlemeler, dengeli beslenme, kalsiyumdan zengin diyet, güneş ışığından yararlanma ve düzenli fiziksel aktivite konusunda bilgilendirilmeli ve tedavi başladıktan sonra ilaçlarını düzenli bir şekilde almaları için teşvik edilmelidir. Tedaviye uyum, egzersiz, yaşam stili değişiklikleri, kalsiyum ve D vitamini alımının önemi ve düşmelerin önlenmesi açısından da eğitim verilmelidir. Yaşam şeklinin risk faktörlerinden uzak kalacak şekilde düzenlenmesi önerilir.

Beslenme:

-Kalsiyum:Hastaların kalsiyum ihtiyaçlarını karşılamak için diyetle günlük 1000-1200mg kalsiyum alması önerilir.

-D vitamini: 25-OH vitamin D düzeyine göre tedavi planlanmalıdır. ≥30 ng/ml (75 nmol/L) D vitamini düzeyi hedeflenir.

-Protein :Diyetle protein alımı kas kütlesini, kalsiyum emilimini artırarak ve paratiroid hormonu baskılayarak kemik sağlığına katkıda bulunur. 1 g/kg/gün protein alımı önerilir. Yüksek protein (2.0 g/kg vücut ağırlığı/gün üzerinde) alımı ise, yapımı zayıflatacağı için sakıncalıdır.

-Yeterli ve dengeli bir diyet ile düşük vücut ağırlığı önlenmelidir. Kafein ve sodyum vücuttan kalsiyum kaybını arttırır. Bu nedenle yoğun miktarda alınmamalıdır. Aşırı alkol alımından kaçınılmalıdır

- Günlük tuz alımı 2100 mg’ı geçmemelidir. Kahve alımı (3 fincan üzeri) ve gazlı içecekler kısıtlanmalıdır.

Rehabilitasyon

Düşme ve kırıktan korunma Hastalar düşme için risk faktörleri açısından sorgulanmalıdır. Düşme riskini artırabilecek risk faktörleri üzerinde durulmalı ve ev içi emniyet düzenlemeleri yapılmalı, varsa D vitamini yetersizliği düzeltilmeli, eğer mümkünse sersemlik ve uyku hali yapan ilaçlar azaltılmalı veya kesilmeli, görme kusurları tedavi edilmelidir. Kalça koruyucuları tartışmalı olsa da düşme sırasında kalçayı koruyabileceği için hastalara önerilebilir.

Fiziksel aktivite ve egzersiz

Osteoporoz için özellikle önerilen egzersizler; yer çekimine karşı yapılan güçlü egzersizler, kas gücünü arttıran egzersizler, denge, koordinasyon ve germe egzersizleridir. Osteoporotik hastalarda öne eğilme egzersizlerinden kaçınmak gerekir. En az haftada 3 gün, 30-40 dakika tempolu yürüyüşler düzenli olarak uygulandığında kemik sağlığını olumlu yönde etkilemektedir

Cihazlama

Yeni oluşan omurga kırıklarında kısa süreli omurga korseleri kullanılabilir, ancak kas atrofisine yol açması nedeniyle uzun süreli kullanımdan kaçınılması gerekir. Gerektiğinde baston ve yürüteç; hem ev içi ve dışında kullanımı önerilir.

Cerrahi tedavi / kırık tedavisi: Omurga kırıklarının tedavisi öncelikle cerrahi dışı, koruyucu yöntemlerdir. Tedaviye yanıt vermeyen kemik erimesi kaynaklı omurga kırıklı hastalarda belirtileri ortadan kaldırmak için vertebroplasti ve kifoplasti operasyonları uygulanabilir. Kalça kırıklarının tedavisi öncelikle cerrahidir (intramedüller çivi, artroplasti). Tedavinin amacı; hastayı olabildiğince en kısa sürede, ağrısız, maksimum hareketlilik düzeyine geri döndürmek, düşme risklerini ele almak ve altta yatan kemik hastalığı ile ilgili uygun tarama ve tedaviyi uygulamaktır. Önkol kırıklı hastalarda tedavinin amacı, el ve el bileğinin ağrısız normal işlevine geri döndürülmesidir. Genellikle 6-8 haftalık alçı içinde sabitleme yapılır. Bu esnada kolda kuvvet ve esnekliğinin korunması

Sonuç olarak; çocukluktan itibaren hatta annenin hamileliği sürecinde başlamak üzere kalsiyum, D vitamini başta olmak üzere dengeli ve düzenli beslenme, fiziksel aktivite ve egzersiz uygulamalarının desteklenmesi, kemik sağlığını olumsuz etkileyen ilaçların kontrollü kullanımı, sigaranın bırakılması, alkol tüketiminin kısıtlanması, kemiği etkileyecek ek hastalıkların tedavisi tedavisi kemik sağlığı açısından son derece önem taşımaktadır